10 Eylül 2016 Cumartesi

Magnesia

Aydın'ın Söke ilçesi yakınlarında yer alan Magnesia'yı şimdiye dek görmediyseniz ilk fırsatta gitmek için çok nedeniniz var. Antik dönemden günümüze ulaşan izleriyle, her adımınız için heyecan verici biryer. Görkemli Artemis Tapınağı, devasa bir çarşı olan Agora ve içinde kabartmaların yer aldığı dünyadaki tek antik stadyum burada bulunuyor. Antikçağın en büyük eğlence merkezlerinden olan Magnesia, aynı zamanda 300 Spartalı'nın liderinin yaşadığı şehir.


Nasıl gidilir?

Magnesia, Aydın'ın Germencik ilçesinde yer alan Ortaklar beldesine bağlı Tekinköy sınırları içinde kalıyor. Ortaklar - Söke karayolu üzerindeki antik kente sadece özel aracınızla gitmeniz mümkün. İzmir - Aydın otoyolu üzeride Bodrum - Söke sapağından çıkıp 1,5km sonar karşılaşacağıız Magnesia tabelalarını izleyerek gidebilirsiniz.


Çağlar öncesinden gelen zengin tarihe dokunan ülkemizdeki önemli projelerden biri, Batı Anadolu Grubu'nun desteklediği Magnesia Antik Kenti Kazıları 1984'te başlamış. 32 yıldır bu topraklar üzeride geçmişte sürülen yaşama dair çok önemli izlere rastlanmış. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile işbirliği halinde yürütülen proje sayesinde "Dünyanın Kabartmalı Tek Stadyumu" bizim ülkemizde diyebiliyoruz ve "Dünyanın En Eski Kombine Bilet Sistemi" izlerine şahit oluyoruz.


Magnesia Antik Stadyum

Magnesia'nın mermerden inşa edilen stadyumunun duvarlarında boks, binicilik, atıcılık gibi sporların doğuşunu sağlayan oyunların izlerini mermer kabartmalarda sürebilirsiniz. Ayrıca kazanan sporculara ödül olarak verilen çelenklerin frizleri de var. Antik çağların doping olan adamotu ise göreceğiniz bir digger kabartma. Oyunlara çıkan sporcular, performanslarını yükseltmek için adamotunu bir tür ilaç yada kür olarak kullanırmış. Burası aynı zamanda en yüksek stadium olma özelliği de taşıyor. Karşılaşmaların yapıldığı arena bölümünden başlayan merdivenlerle ayaktaki izleyicilere ayrılan üstteki galeriye ulaşıldığında yükseklik 45 metreyi aşıyor.

Magnesia'daki stadium sayesinde, combine bilet sisteminin ve şeref tribune uygulamasının antikçağlara kadar uzandığına şahit olacaksınız. "Proedrie" adı verilen bölüm protokole ayrılmış. Buradaki koltukların yüksek sırtlıklarında ve oturma bölümlerinde çok sayıda yazı yer alıyor.

Diğer bölümler ise farklı kategorilere sahip. 30.000 kişilik stadyumda Efes Antik Kenti'nden gelen izleyiciler için 2.500 koltukluk bir bölüm ayrılmış. Smyrna (İzmir) ve Myus gibi digger şehirlerden gelenlere ayrılan yerler de yine oturma bölümlerine yazılan yazılar sayesinde anlaşılıyor. Ayrıca unvan ve mesleklere gore de gruplama yapılmış. İmparatorun, kent yöneticilerinin, başrahibin nereye oturacağı belliymiş. Fırıncılar, balıkçılar, kuşçular, bahçıvanlar ise koltuklarda adları yazılı meslek grupları arasında yer alıyor.

Magnesialılar şehilerini adeta bir eğlence merkezi olarak inşa etmişler. Stadyum içinde diğer şehirlerden gelenler için düzenledikleri festival, şenlik ve organizasyonlarla para kazanmışlar. Dolayısıyla şehir geçmişin Las Vegas'ı gibiymiş.


Magnesia Antik Tiyatro

Magnesia'da dönemin inşat teknşklerini inceleyebileceğiniz bir antic tiyatroyu da görebilirsiniz. Muhtemelen heyelan nedeniyle inşaası yarım kalmış tiyatronun. Ama jüri koltuklarının olduğu bölümler de dahil ilgi çekici detayları görebileceğiniz tiyatroda, gözünüzde tarihi canlandırmak için biraz da hayal gücüne ihtiyacınız var. Antik dönemin ünlü mimarı Hermogenes'in imzasını taşıyan Artemis Tapınağı kentin sunduğu aşka bir armağan. İlginç detaylar arasında umumi tuvalet sisteminin en eski uygulamalarından birine şahit olmak da var. Üstelik tuvaletlere bağlanan antic su kaynağı hala çalışıyor.


Magnesia Tarihi

Antik dönemin ünlü kumandanı Themistokles ilk kurulan Magnesia'yı yönetenler arasında olmuş. MÖ 460'larda Pers Kralı 1. Artakserkses, kenti sürgüne gönderlen Atina'lı komutan Themistokles'e vermiş. O da burayı kendine başkent yaparak ölünceye kadar yaşamış. Themistokles'i "300 Spartalı" filminin devamı olan "300 Bir İmparatorluğun Yükselişi" filmini izleyenler hemen hatırlayacaktır. Sadece sikkeleriyle tanınan bu ilk Magnesia, MÖ 399'da terk edilmiş.

İlk şehre verilen "Magnesia ad Maeandrum" adı "Menderes Nehri Kenarındaki Magnesia" anlamına geliyor. Gümüşdağ amaçlarında, Arkaik dönemden beri orada bulunan Artemis Leukophryene Tapınağı'nın olduğu yerde kurulan ikinci yani bugünkü Magnesia kenti ise Menderes'in bir kolu olan antic Lethaios (Gümüşçay) kenarında yer almasına ragmen eski adıyla anılmaya devam etmiş. İyonya'da, Efes-Priene-Tralles üçgenini birbirine bağlayan yollar üzerinde askeri ve ticari açıdan stratejik bir konuma sahip bir noktaya kurulan Magnesia, geçmişte tahıl üretimi ve bugün olduğu gibi incileriyle ünlüymüş. MS 3. yüzyıla ait sikkelerde burası Anadolu'nun 7. kenti olarak geçiyor. Bizans imparatorluğu ise 12. yüzyıla kadar Magnesia'yı piskoposluk merkezi olarak kullanmış.